İKTİSAT BİR BİLİM MİDİR?

Toplumda örfi kavramsallaşmalardan ötürü doğrular ve yanlışlar sürekli yer değiştirmektedir. Doğrular ve yanlışlar her yerde ve her çağda aynı olmayabilir ama gerçekler yer ve zaman gözetmeksizin bâkidir. Buna kıssadan hisse ile bir örnek verelim. Bir öğretmen öğrencilerine şiir yorumlama ödevi vermiş. Öğrencilerden biri de şiirdeki şairin yakınıymış. Bu çocuk şiiri sahibine yorumlatmış ve diğer gün öğretmenine götürmüş. Öğretmen de yorumlamayı doğru ve/veya yeterli bulmamış ki düşük puan vermiş çocuğa. Bu hissede hatalı davranışlar var tabii ama burada konuyla ilgili çıkarmamız gereken ders doğruların kişiden kişiye değişebildiğidir. Öğretmen kendi yorumunu doğru sanıyor ve buna göre bir ölçü yapıyor ama gerçek olan şairin kendi yorumudur. Nice zaman önce doğru bilinen olgular ve kavramlar sonradan yanlış olduğu ortaya çıktığına sizler de şahit olmuşsunuzdur. Bu yüzden bugünün doğrularına da tamamen itimat etmemek gerekir. Peyami Safa’nın da dediği gibi hep bir acaba demek gerekir. Misal iktisat ve ekonomi de aynı terimler değildir. Aynı terim gibi algılanan terimlerdir. İktisat kelimesi anlamı günümüzde daraltılmış bir kelimedir. Özü itibariyle dengeyi korumak, tasarruf etmek gibi anlamlara gelen kelime, son yüzyılda kapitalizme uygun bir tanım haline getirilmiş ve bir kabullenişin ve normalleştirmenin önünü açmış. Bizlere de böyle giriş yaparak baştan hata eden eğitimlerimizde sonradan aslında bunun hata olduğunu söyleyen hocalarımız için buradan bir teşekkür etmeyi de borç bilirim kendime. Bu durum bir insanın ismini yıllarca taşıyıp anlamını bilememesi gibidir.

Ekonomi kelimesi anlamı genişletilmiş bir kelimedir. Yunanca kökenli Fransızca bir kelime olan ekonomi ‘ev yönetimi’ manasında iken şu an makro manalarda anılmaktadır. Ama özü itibariyle iktisat kelimesinden daha dar bir anlama sahiptir. Günümüzün doğruları ile iktisat ve ekonomi aynı manaya gelmektedir. Ekonomi kelimesi aslında daha spesifik bir kelimedir. Bu kelimenin doğru kullanım şekilleri: Türkiye Ekonomisi, Dünya Ekonomisi, Tarım Ekonomisi vs. şeklinde sıralanabilir. 

İktisat kelimesi ise Arapça hedefe yönelmek manasında kullanılan  قصد kökünden türetilmiş bir kelimedir. Ahmed Cevdet Paşa mefkûresi hasebiyle inhitatçı gelenekteki değişim için Osmanlı’da iktisat kavramını öne çıkarmış bir devlet adamıdır. Amaca giden yolun dengeden geçtiğini düşünüp ona göre milli ve uzun dönemli sürdürülebilir iktisadi çalışmaların gerekli olduğunu öne sürmüş ve bu kavramı kullanmıştır. Hülasa iktisat kelimesi daha sistemsel bir kelimedir. Bu kelimenin doğru kullanım şekilleri de: Uluslararası İktisat, İzmir İktisat Kongresi, İktisat Politikası vs. şeklinde sıralanabilir.

Yukarıda bahsettiğim detaylar aşağıda bahsedeceğim sorun için örnek mahiyetindedir. 

Biz varlığın sarhoşlarıyız. Bu yüzden gittikçe dünyayı yiyip bitiriyoruz sorumsuzca. Tuvaletlere bile “Bulduğunuz gibi bırakın.” yazıları asmak zorunda kalıyoruz. Bu yazıları dünyanın her yerine assak da bu bir terbiye meselesidir. Bize bu terbiyeyi kaybettiren kabullenişlerden biri de kapitalist sisteme uydurulan iktisat tanımı ve o tanıma dayandırılan hayat şeklidir. Sosyalizm, komünizm ve kapitalizm hepsi bir sömürü sistemidir. Sadece sömürü şekilleri farklıdır. Tarihte de gördük bunu. Günümüzde ise kapitalist sistemin ağır bastığı karma sistemler mevcuttur. Kapitalizm de aksaklıkları olan, krizleriyle meşhur noksan bir sistemdir. Sürdürülebilirliğinin devamı için birilerinin canı yanması gerekiyor. Bu sistemin savunucuları bile büyüyen ve hızlanan dünya karşısında zarar boyutları kötümser bir hal alınca yeni arayışlara yöneldi: Katılım finans gibi.

Ekonomik sistem ve para insanlar için vardır; insanlar, ekonomik sistem ve para için değil. Önce bunu bir bellemek gerekir. Aslında ürün ve kaynak çoktur. (Şuursuzca bertaraf ettiklerimize rağmen bile çok.) Absürd olan bizim ihtiyaçlarımızdır. İktisadı bir ihtiyaç bilimi ya da doyurma bilimi olarak tanımlamak suyu kaseye koyup kasedeki suyu tanımlamak gibidir. Ayrıca bu tanım sadece tüketimi ele alan bir tanımdır. İktisadın anlamını daraltır bu tanım. Bize öğretilen bir okulun, bir sistemin fikriyatından beslenen bu tanım evrensel olmadığı için iktisat bilim değil tartışmasına girilmektedir. Tek tanım bazında değil başka hususlardan dolayı da bilim olmadığı düşünülmektedir ama girişi değiştirmeden devamını iyileştiremeyiz. Öncelik olarak iktisat literatürümüzü böyle taraflı yorumlardan arındırıp evrensel bir bilime yakışır şekilde tanımlandırmamız gerekir. Umut vericidir ki bu konuda çalışan, iktisadı, bireyler ve toplumların sınırlı kaynaklarını sonsuz ihtiyaçlarını karşılamak için nasıl kullandıklarını inceleyen bilim dalı olmadığını anlatan hocalarımız ve bu tanıma katılmayan, böyle tanımlamayan arkadaşlarımızın sayısı da fazladır. Bu da bizi memnun eden bir gelişmedir. O yüzden günümüz iktisadı bilim olmasa da iktisadın kendisi bir bilimdir. 

Neoklasik iktisattaki fayda kavramı ile tıptaki fayda kavramları farklıdır. Sigara içmek tıbben zararlıdır ama Neoklasik iktisada göre sigara içmek isteyen biri için bu bir ihtiyaçtır ve kişi sigarayı almak istediğinde sigarayı satın alma gücü de varsa talep etmiş olur ve bu ihtiyaç yerine getirildiğinde Neoklasik iktisada göre kişiye fayda sağlar. Kişi sigara kutusunu açıp ilk dalı çıkarıp içtiğinde en yüksek faydayı o dalda alır. Sonra bir dal daha içerse o dalda önceki daldan daha az fayda alır. Yani gittikçe aldığı fayda azalır. Çünkü en çok ihtiyaç duyduğu zaman ilk dalı içtiği zamandı. İhtiyacını giderdikten sonraki dallarda baştaki dal kadar fayda almaz. Faydası gittikçe azalır. Buna marjinal fayda denir. Bu kavram neoklasik değer kuramının da ana kavramıdır. Neoklasik İktisat ise Klasik İktisat’ın bir türevidir. Klasik İktisat ise kapitalizmin kaldırım taşlarını dizen bir ekoldür. İktisat tanımı ideolojilerden arındırılarak yapılmalı ve evrensel bir tanım olmalıdır. İktisat tanımlamaları sahip olunan ideolojiye göre farklılık göstermesi ve çağın yaygın ideolojik sistemine göre şekillenmesi eğitimlerde de toplumun gerçekliğinden uzaklaştırarak sorunlara çözüm bulma noktasında öğrencileri çaresiz bırakıyor ve bir karmaşaya neden oluyor. Sigara içmek iktisadiyen faydalı mıdır? Yoksa sadece Neoklasik iktisada göre mi sigara içmek faydalıdır? Fayda ihtiyacın tatmin edilmesidir. İsteklerin tatmin edilmesine tüketim denir. Her istek de ihtiyaç değildir. İktisat ne demektir peki? İktisat kelime anlamı olarak mal ve hizmetleri en verimli şekilde israf etmeden kullanmaktır. İktisat, ekonomi kelimesinden daha geniş ve yerinde olan anlamından ötürü daha sistemsel açıklaması da şu şekilde yapılabilir: İktisat, insanlığın bireysel ve toplumsal olarak doğa, kişiler, kurumlar ve toplumlar arası alışverişini ve ekonominin işleyişini inceleyen, bu işleyişte kurulan ilişkilerin doğru kurulabilmesi için de çözüm önerileri sunan sosyal ve teknik bir bilimdir. Neden sosyal bilimdir? Merkezinde insan ve toplum vardır. Neden teknik bilimdir? Bilime dayalı teknik uygulamalara sahiptir.

Bilim gerçekliğin ta kendisi değildir. Bilim insanları gerçekleri ararlar, üretmezler. Bilim insanları teoriler önerir ve bunların doğruluğunu, yanlışlığını sınar. Bilim doğruları arar gerçeklere ulaşabilmek için ve iktisatın da gayesi budur. Gerçeklere ulaşmak adına doğruları ararken de matematik, istatistik, sosyoloji, tarih, hukuk ve politikayı kapsayan tüm değişkenler ile hesaplamalar yapar. Verilerin sürekli değişmesi ile bazı modeller sürdürülebilirliğini yitirdiği için sosyal bilimleri bilim saymayanlar vardır. Her alanın kendine göre bir zorluğu vardır. Sosyal Bilimler önemi, mimarisi ve çalışmaları açısından doğa bilimlerinin altında kalmayacak bir önem payına sahiptir.

Resim: The Economist